Sabah alarm çalıyor. Elin refleksle telefona gidiyor. Önce kim ne paylaşmış, kim ne yazmış…

Gözün hâlâ yarı kapalı, zihnin ise çoktan sosyal medyanın dünyasına girmiş durumda. O

andan itibaren günün rengi, gördüğün içeriklerle boyanıyor.

Beynin İlk 30 Dakikası

Nörobilim araştırmaları, uyanır uyanmaz beynimizin alfa dalgaları ürettiğini gösteriyor. Bu,

hayal kurma, odaklanma ve yaratıcılık için altın bir zaman dilimi. Ancak sosyal medyaya

girildiğinde bu dalgalar yerini hızlı dopamin dalgalanmalarına bırakıyor.

Böylece zihnin, daha günün başında reaktif (tepki veren) moda geçiyor; yani kendi planın

yerine başkalarının gündemiyle yaşamaya başlıyorsun.

Güne Başlarken Sosyal Medya Kullanmanın Olumsuz Etkileri

1. 2. 3. 4. Duygu Transferi: Olumlu ya da olumsuz gördüğün her şey ruh hâlini etkiler.

Kıskançlık, öfke, yetersizlik hissi günün geri kalanına sızar.

Karar Yorgunluğu: Daha kahvaltı etmeden onlarca görsel, video, haber beynini

bombardımana tutar. Bu, ilerleyen saatlerde odaklanma gücünü düşürür.

Bağımlılık Döngüsü: İlk dopamin dozu, gün içinde tekrar tekrar sosyal medyaya

bakma isteğini artırır.

Üretkenlik Kaybı: Sabahın berrak zihni, yaratıcı işler yerine pasif içerik tüketimine

harcanır.

Kendini Korumak İçin Neler Yapabilirsin?

• Altın Yarım Saat Kuralı: Uyanır uyanmaz ilk 30 dakikada telefona dokunmamak. Bu

zamanı kahvaltı, meditasyon, egzersiz veya plan yapmaya ayırmak.

• Bildirimleri Sessize Almak: Sabahın ilk saatinde dikkati çeken “ping” seslerini

engellemek.

• Fiziksel Alarm Saati Kullanmak: Telefonu başucundan uzaklaştırarak alarm için eski

usul saat tercih etmek.

• Sosyal Medya Yerine Günlük Plan: İlk iş olarak “bugün neler yapmak istiyorum?”

listesi hazırlamak.

• Dijital Farkındalık: Takip ettiğin hesapları gözden geçirmek; sana ilham vermeyen,

ruh hâlini bozan içerikleri azaltmak.Unutma

Sosyal medya, sen uyanmadan önce bile içeriklerini sana hazırlamış bekliyor. Ama senin

sabahın, başkalarının hayatını izlemekten çok daha fazlasına değer.

Günü şekillendiren, ekranındaki akış değil; senin kendi seçimlerin olmalı.