Yaz geldi mi, tatil hayalleri de başlar. Kimi kendini serin sulara bırakmak ister, kimi doğanın kucağında nefes almak… Kimi ise tarihin izlerini sürmeyi sever. İşte bu üç dileği de tek bir tatilde buluşturan bir yer var: Marmaris.

Ege ile Akdeniz’in tam kesiştiği noktada yer alan Marmaris, yıllardır hem yerli hem yabancı turistlerin uğrak noktası. Ama Marmaris sadece mavi bayraklı plajlarıyla değil, aynı zamanda saklı kalmış doğa köşeleri ve tarihi zenginlikleriyle de göz kamaştırıyor.

Gelin, birlikte bu eşsiz tatil beldesinde kısa bir yolculuğa çıkalım…

İlk durağımız Marmaris’in kalbi: Marmaris Kalesi ve Arkeoloji Müzesi. Şehir merkezindeki bu kale, geçmişi M.Ö. 1044 yılına kadar uzanan, zamanın tozunu üzerinde taşıyan bir yapı. Kale surlarından Marmaris Körfezi’ne bakmak, tarih ile doğanın nasıl iç içe geçtiğini görmek için birebir. İçindeki müze ise, bölgenin binlerce yıllık geçmişine ışık tutuyor.

Tarihten denize uzanmak isterseniz, rotayı İçmeler Plajına çevirin. Sadece 8 kilometre uzaklıkta, ama sanki bambaşka bir dünyada gibi… İnce kumu, tertemiz denizi ve manzarası adeta bir kartpostal.

Ve tabii ki Kleopatra Adası, namı diğer Sedir Adası… Rivayete göre Kleopatra’nın bu plajda yüzdüğü söylenir. Sadece efsaneleriyle değil, özel kumları ve berrak sularıyla da bir doğa harikası. Üstelik adada Antik Roma dönemine ait kalıntılar da bulunuyor.

Doğanın içinde nefes almak isteyenler için bir başka adres de Marmaris Milli Parkı ve Günnücek Mesire Alanı. Kızılçam ormanlarının serinliğinde yürüyüş yapmak, bisikletle keşfe çıkmak ya da gölgede piknik yapmak… Ne isterseniz, burada mümkün.

Kalabalıktan uzaklaşmak isteyenlere ise bir önerim var: Bozburun ve Selimiye. Marmaris’e bağlı bu köyler, huzurun adresi olmuş durumda. Özellikle Selimiye, son yıllarda butik otelleri ve sahil restoranlarıyla dikkat çekiyor. Sabah kahvenizi deniz kıyısında içmek, akşam ise taze balıkla günü kapatmak… Kulağa hoş geliyor değil mi?

Ve doğayla iç içe son bir kaçamak noktası: Turgut Şelalesi. Yaz sıcağında serin bir mola arıyorsanız, şelalenin buz gibi sularına kendinizi bırakın. Çevresindeki yürüyüş yolları ise size Marmaris’in bir başka yüzünü gösterecek.

Kısacası Marmaris, sadece güneş ve deniz tatili değil; aynı zamanda doğayla buluşma, tarihle tanışma, ruhu dinlendirme fırsatı sunan eşsiz bir rota. Eğer bu yaz “hem huzur hem keşif” diyorsanız, Marmaris tam size göre.

Unutmayın, bazen bir tatil, sadece dinlenmek değil; yeniden doğmak gibidir…