Psikoloji ve biyoloji ışığında bir bakış Bazı ilişkiler, hayatımıza girdiği an bir bahar güneşi gibi parlar. Heyecan, tutku ve umutla başlar… Ancak zaman geçtikçe farkına varırız ki bu ilişki, içimizdeki renkleri solduruyor, bakışlarımızı matlaştırıyor. Artık o eskiden tanıdığımız neşeli kişi değiliz.
İşte bu sadece “kalp kırıklığı” değil; bilimsel olarak ölçülebilir bir süreçtir.
1. Stres Hormonu: Kortizolün Sessiz Tahribatı Toksik ilişkiler, beynin “savaş ya da kaç” sistemini kronik olarak aktif tutar. Ohio State University’nin 2014’te yaptığı bir araştırma, olumsuz ilişki dinamiklerinin kortizol seviyelerini sürekli yüksek tuttuğunu ve bunun bağışıklık sistemini zayıflattığını ortaya koydu. Yüksek kortizol; cilt sağlığını bozarak solgunluk, akne ve erken yaşlanma belirtilerine yol açar. (Kiecolt-Glaser et al., PNAS, 2014)
2. Dopamin Dengesizliği ve Bağımlılık Döngüsü Psikoloji literatüründe, inişli çıkışlı ilişkiler intermittent reinforcement (aralıklı pekiştirme) olarak tanımlanır. University College London’ın 2017’deki bir çalışması, bu tip ilişkilerin beynin ödül sistemini “bağımlılık” gibi etkilediğini gösteriyor. Sevgi ve onay bazen verilip bazen çekildiğinde, kişi karşı tarafı memnun etmek için sürekli çabalar, ancak tatmin olamaz. Bu durum, motivasyon ve yaratıcılıkta düşüşe, hayattan zevk alamamaya neden olur. (Eldar et al., Nature Neuroscience, 2017)
3. Kendilik Algısının Aşınması Sosyal psikoloji araştırmaları, sürekli eleştiri ve küçümseme içeren ilişkilerin, beynin medial prefrontal cortex bölgesinde (kendilik farkındalığı ile ilgili alan) aktiviteyi düşürdüğünü bulmuştur. Bu, kişinin “Ben kimim?” sorusuna verdiği cevabı bulanıklaştırır. Zamanla kişi, kendi değerini partnerinin bakışına göre tanımlar. (Eisenberger et al., Journal of Personality and Social Psychology, 2011)
Peki Çözüm?
• Kırmızı Bayrakları Tanımak: Sürekli yetersiz hissettiren, sınır ihlali yapan ilişki sağlıklı değildir.
• Duygusal Sınır Koymak: Kendi değerlerinizi koruyacak net sınırlar belirleyin.
• Sosyal Destek: Araştırmalar, güvenilir sosyal bağların stres hormonlarını düşürdüğünü gösteriyor. (Uchino et al., Health Psychology, 2006)
• Kendini Yeniden İnşa: Sanat, spor, seyahat veya yeni hobiler, beynin dopamin dengesini yeniden kurar. Doğru insan, ışığınızı söndürmez; onu daha da parlatır.
Bilim de söylüyor: Sevgi, yalnızca kalbin değil, beynin ve bedenin de en güçlü besinidir. Yanlış ilişki sizi tüketiyorsa, bu hem ruhunuz hem biyolojiniz için bir “enerji sızıntısı”dır.
Psikolog Hülya Çolakoğlu