Akran Zorbalığının Görünmeyen Yüzü: Aynı Yaştalar,

Psk.Hülya Çolakoğlu

Ama Aynı Değiller

Okul bahçelerinin gürültülü kalabalığının içinde görünmez bir savaş sürüyor. Bir tarafta

utangaç bakışlarla geri çekilen, içe kapanan çocuklar… Diğer tarafta güçlü görünmeye çalışan

ama iç dünyası kırılganlığın çığlıklarıyla dolu olan “zorbalar”. Yaşları aynı. Ama koşulları,

gördükleri, hissettikleri ve öğrendikleri bambaşka.

Peki neden bazı çocuklar zorba olurken bazıları mağdur oluyor? Ve biz yetişkinler bu

döngüyü kırmak için ne yapabiliriz?

Zorbalığın Kaynağı: Güçsüzlüğün Güce Dönüştürülmüş Hali

Psikologların büyük kısmı zorbalığın “güç dengesizliği” üzerinden geliştiğini vurgular. Ancak

güç her zaman fiziksel değildir; bazen duygusal zorluklardan, bazen ev ortamındaki

çatışmalardan, bazen de çocuğun kendi benlik saygısındaki kırıklıklardan beslenir.

Çocuk ve Ergen Psikolojisi üzerine yapılan 2019 tarihli geniş bir metaanalizde, zorbalık

davranışları gösteren çocukların çoğunda düşük empati düzeyi, yüksek impulsivite, duygusal

regülasyon zorlukları ve ev içi stres faktörlerinin yoğunluğu gibi ortak özellikler bulunduğu

belirtilmiştir.

Aynı çalışmada şu dikkat çekici ifade yer alır:

“Zorba çocuk, çoğu zaman güç kullanmayı bir savunma mekanizması olarak öğrenmiştir;

amacı zarar vermek değil, zarar görmekten kaçınmaktır.”

Bu bakış açısı, “acımasız çocuk” imajının ardındaki kırılganlıkları anlamamızı sağlar. Her

zorba çocuk kötü niyetli değildir; çoğu, kendince ayakta durma biçimi geliştirmiştir.

Mağdur Çocuklar Neden Hedef Olur?

Mağdur çocukların ortak noktası genellikle içe kapanıklık, aşırı uyumluluk, düşük özgüven,

sosyal beceri eksikliği veya farklılık (fiziksel özellik, başarı düzeyi, konuşma tarzı vb.) gibi

faktörlerdir.Amerikan Psikoloji Derneği’nin (APA) 2021 raporunda yer alan bulguların birinde şöyle

denir:

“Zorbalar, karşılık verme ihtimali düşük olan çocukları hedef almayı seçer; mağdurlar çoğu

zaman yalnız değildir, sadece yalnız hisseder.”

Bu ifade, mağdurların aslında çevrelerinde destek olabilecek yetişkinler veya akranlar

bulunduğunu, ancak yardım istemeye çekindiklerini gösterir.

Okulların Görmediği Sessiz Travma

Akran zorbalığı, çocuğun kişilik gelişimi üzerinde uzun vadeli izler bırakır.

Araştırmalar, maruz kalan çocuklarda:

• Kaygı bozuklukları

• Depresyon

• Akademik başarısızlık

• Kendine zarar verme eğiliminde artış

• Erişkinlikte özgüven problemleri

gibi sonuçların daha yüksek oranlarda görüldüğünü göstermektedir.

Bir çocuk psikiyatristinin şu sözü konuyu özetler niteliktedir:

“Zorbalık yalnızca günlük bir problem değildir; çocuk ruh sağlığında görünmez ama uzun bir

gölge bırakır.”

Peki Bu Döngüyü Kim Kıracak?

Cevap net: Ebeveynler.

Okullar önemli bir unsur olsa da, zorbalığın kökünü besleyen ya da kurutan yapı evdir.

Hem zorba çocuğun ebeveyni hem mağdur çocuğun ebeveyni sürecin anahtarıdır.Ebeveynler Ne Yapabilir?

1. Evde Güvenli Bir İletişim Ortamı Kurmak

Çocuklar en zor duygularını bile anlatabilmelidir.

Ebeveynin tepkisinden korkan çocuk konuşmaz, konuşamayan çocuk ise zorbalığa karşı

savunmasız kalır.

İpuçları:

• Her gün 10 dakikalık “duygu sohbeti” yapmak

• Yargılamadan dinlemek

• Çocuğun anlattığı her şeyi ciddiye almak

2. Empatiyi Bir Kas Gibi Geliştirmek

Davranış bilimciler empatiyi “öğrenilebilir” bir beceri olarak tanımlar.

Birlikte film izlerken, kitap okurken “Sence şu an nasıl hissediyor?” sorusu bile bu kası

güçlendirir.

Zorba çocukların %80’inden fazlasında empati eksikliği bulunduğunu gösteren çalışmalar,

aile eğitimlerinin bu açığı azaltabileceğini ortaya koyuyor.

3. Sınırları Öğretmek

Şiddetsiz iletişim, mahremiyet, kişisel alan…

Çocuğun hem kendi sınırlarını koruması hem karşıdakinin sınırını anlaması gerekir.Bu, mağduru güçlendirir; zorbayı ise durdurur.

4. Model Olmak

Çocuklar, ebeveynlerin çatışma çözme biçimlerini kopyalar.

Evde bağırma, aşağılama, manipülasyon gibi davranışlar varsa çocuk zorbalığı doğal bir

iletişim biçimi gibi algılayabilir.

5. Mağdur Çocuğu Güçlendirmek

Mağdur olan çocuğa “alttan al”, “boşver” demek yarardan çok zarar verir.

Onun yerine:

• Özsaygı çalışmaları

• Sosyal beceri eğitimleri

• Spor ve sanat gibi kendini güçlü hissedeceği alanlar

daha etkilidir.

6. Okulla Yakın İş Birliği Yapmak

Zorbalık okulda başlar ama çözümü ev–okul iş birliğiyle mümkündür.

Öğretmenlerle düzenli iletişim, okulun politikalarını takip etme, gerektiğinde rehberlik

servisine başvurma çok önemlidir.

Sonuç: Çocukları Değil, Düzeni Değiştirmek Gerek

Akran zorbalığı çocukların “iyi” ya da “kötü” olmasıyla ilgili bir mesele değildir.Bu; duygusal ihtiyaçların karşılanmaması, empati eksikliği, stresli aile ortamları, sosyal

destek eksikliği ve öğrenilmiş davranışların birleşimidir.

Gerçek çözüm, cezalandırmak değil; öğretmek, güçlendirmek ve bağ kurmaktır.

Çünkü çocuklar dünyayı yetişkinlerden öğrenir.

Bir çocuğun elinden tutmak, geleceğin toplumunu onarmak demektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.