Yıllardır Marmaris’te yaşayan, çalışan, üreten biri olarak artık içim acıyarak yazıyorum bu satırları. Çünkü gün geçtikçe elimizden kayıp giden bir yerin tanığı oluyoruz. Bir zamanlar tertemiz denizi, kadim çam ormanları, çocukların bisiklet sürdüğü sokakları ve samimiyetiyle tanınan Marmaris; bugün ne yazık ki bambaşka başlıklarla gündeme geliyor.
Pandemiyle başlayan kırılganlık, 2021 yangınlarıyla adeta yürek yangınına dönüştü. Sonrasında yaşanan seller, altyapı sorunlarını gözler önüne serdi. Üzerine gelen seçim tartışmaları, kutuplaşmalar, günden güne artan göç ve kültürel değişim, Marmaris’in dengesini bozdu. Bir zamanlar hem yerlisinin hem ziyaretçisinin ortak belleğinde saygın bir yeri olan bu sahil kasabası, şimdi kimliğini sorgular hale geldi.
Bugün artık Marmaris; doğal güzellikleriyle değil, önce sokaklarındaki yaban domuzları ile sonra da bazı işletmelerde yapılan ahlaksız şovlarla, yabancı turistlere yönelik taciz iddialarıyla konuşulmaya başlandı. Sosyal medyada yayılan görüntüler, belki küçük bir kısmı temsil ediyor ama oluşturduğu algı büyük. Ve o algıyı değiştirmek için elimizden geleni yapmak zorundayız. Çünkü sessiz kalmak, onaylamak anlamına geliyor.
Yerli halkın bir bölümü, artık “kolay para”nın cazibesine kapılmış durumda. Ata toprağını, dedesinden kalan evini, işyerini fahiş fiyatlarla sezonluk kiraya veriyor. Kimse, bu mirasın kültürel değerini düşünmüyor. Oysa Marmaris, sadece turizm değil; denizcilik, zeytinlik, üretim ve tarih demekti bir zamanlar. Bugün bu değerler ya unutuldu ya da geri plana atıldı.
Sosyal medyada Marmaris’e dair yayılan olumsuz görüntüler, bu güzel coğrafyanın gerçek kimliğini temsil etmiyor olabilir. Ama bu imajın oluşmasına neden olan kayıtsızlık da göz ardı edilemez. Marmaris’i yeniden ayağa kaldırmak istiyorsak; tüm kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, yerel yöneticiler, turizmciler ve yurttaşlar olarak artık el birliğiyle hareket etmemiz gerekiyor. Bu sadece bir imaj temizliği meselesi değil; bu bir gelecek vizyonu meselesi.
Marmaris’in yeniden ayağa kalkabilmesi için artık herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Sadece belediye, sadece kaymakamlık ya da sadece bir sivil toplum kuruluşu değil; hepimiz.
Basın da bu sürecin parçası, esnaf da, otelci de, akademisyen de. Kültürel hafızayı korumak, doğayı onarmak, gençlere bu kentin gerçek hikâyesini anlatmak için ortak bir irade şart.
Bu şehir bizim. Ve biz bu şehrin nasıl anılacağına birlikte karar vereceğiz. Ya değerlerimize sahip çıkıp yeniden onurlu bir Marmaris inşa edeceğiz, ya da sadece geçmişi anlatılan bir sahil kasabası olarak anılacağız