Gazetecilik bazen kelimelerden çok yük taşır. Yazarsınız suç olur, yazmazsınız yine suç. Buna rağmen, gazeteciliği değersizleştiren kişiler bir kenara bırakıldığında, sahada can siperane çalışan basın mensuplarını gördükçe arada bir durup dertleşiyoruz. Çünkü bu kentte yaşananları en yakından görenler yine sahada olanlar.
Biz, Marmaris’in sorunları için elini taşın altına koyan herkesin yanında olmaya çalıştığımızı her fırsatta söylüyoruz. Kişilerden, kurumlardan bağımsız olarak mesele Marmaris ise tarafımız nettir.
Kent kimliği meselesine gelince…
Marmaris, ne yazık ki uzun süredir kimliğini kaybetmiş bir ilçe görüntüsü veriyor. Ancak son günlerde hayata geçirilen bazı projelerle bu kimliğin yeniden kazandırılmaya çalışıldığını da görmezden gelmek haksızlık olur. En azından bir çaba var. Bu çaba yeterli mi, doğru mu, zaman gösterecek.
Deniz, kum, güneş…
Yelken yarışları, eşsiz manzaralar, saymakla bitmeyen doğal güzellikler… Marmaris anlat anlat bitmez. Ancak vitrine bakıp arka odayı görmezden gelirsek gerçeklerle yüzleşemeyiz. Çünkü her yağmurda gerek ilçe merkezinde gerek kırsal mahallelerden gelen görüntüler içler acısı.
Defalarca söylendi, yine söyleyelim:
Bu durum artık “kirleri halının altına süpürme” meselesine dönmüş durumda.
Belediye ile devlet kurumları arasındaki iletişim kopukluğunun bedelini ise doğrudan vatandaş ödüyor. O ona atıyor topu, diğeri ötekine… Sonuçta bozuk yollar araçların alt takımını dağıtıyor, çamur içinde kalan ayakkabılar, kıyafetler yine vatandaşa kalıyor.
Peki ne yapmalı, ne etmeli?
Öncelikle bu ilçenin; yaşayanıyla, para kazananıyla, yatırım yapanıyla hepimizin olduğu bilincine varılmalı. El birliği şart. Gerekirse tüm işletmeciler de elini taşın altına koymalı. Kent vizyonu ancak böyle gelişir.
Unutulmamalı ki bu meydanlar er meydanı.
Buralar sabun köpüğü şovların yapılacağı alanlar değil. Gerçek sorunların konuşulacağı, gerçek çözümlerin üretileceği yerler.