“PKK'nın fesih tiyatrosu”
Ergun yaptığı açıklamada “ Türkiye'nin Birliğine ve Egemenliğine Yönelik Yeni Bir Manipülasyon Bölücü terör örgütü PKK'nın kendisini feshettiğine dair açıklaması, Türkiye'nin siyasi, hukuki ve sosyolojik yapısına kasteden yeni bir manipülasyon hamlesidir. Bu sözde "fesih kararı", örgütün kanlı geçmişini aklamayacak, Türkiye'nin milli birliğine ve bütünlüğüne yönelik tehditleri ortadan kaldırmayacaktır. Karanlık ve kirli pazarlıklarla olgunlaştırılan bu süreç, devletimizin egemenliğini zedeleyebilecek, iç barışımızı dinamitleyecek ve küresel güçlerin bölgesel amaçlarına hizmet edecek bir tuzaktır. Hukuki, siyasi, sosyolojik ve uluslararası boyutlarıyla bu fesih tiyatrosu, Türkiye'ye zarar verecek bir senaryonun başlangıcıdır”dedi.
“Devlet Ciddiyetine Darbe”
Sözlerine sert tepkilerle devam eden Ergun” Hukuken, bir terör örgütünün "kendi kendine fesih" açıklaması yok hükmündedir. PKK, 40 yılı aşkın süredir on binlerce masumun kanına giren, devlet otoritesine meydan okuyan, kendi hukukumuzda ve uluslararası hukukta "terör örgütü" olarak tanınan bir yapıdır.Türkiye Cumhuriyeti'nin, bu örgütün tiyatrosuna meşruiyet kazandıracak herhangi bir adım atması, Anayasa'nın temel ilkelerine ve devlet ciddiyetine aykırıdır. Ayrıca, bölücü örgütün çizgisinden sapmadığı son derece sarihtir. Zira örgüt sözde fesih açıklamasında, devletimizin tapu senedi mahiyetindeki Lozan Antlaşması'nı, mevcut anayasamızı ve Türk Milletinin bölünmez bütünlüğünü tanımadığını açıkça ortaya koymuş ve Türkiye'nin terörle mücadelesini soykırım olarak nitelendirmiştir. Daha vahimi, fesih sonrası tartışılan "genel af" veya bölücü teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarının iyileştirilmesi gibi öneriler, adalet sistemini çökertecek mahiyette adımlardır. Bölücübaşı, devlete karşı işlenen suçların elebaşı olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. O'nun serbest bırakılması veya statüsünün değiştirilmesi, Türk yargısının bağımsızlığına aykırıdır ve terörle mücadelede verilen binlerce şehidin hatırasına da ihanettir”sözlerini ifade etti.
“PKK'nın fesih bildirgesi, Lozan Antlaşması'nı ve Cumhuriyet'in temel ilkelerini açıkça reddeden bir içeriğe sahiptir”
Milletvekili Metin Ergun ceza infaz yasayı ile ilgili yapılacak değişikliklerle ilgili “Ceza İnfaz Yasası'nda yapılacak değişikliklerin, sadece teröristleri değil; diğer suçluları da kapsayacak şekilde genişletilmesi, toplumda adalet algısını yerle bir edecektir. Bu, hukukun siyasallaşması, devletin teröristler ve suçlular karşısında aciz bir görüntü vermesinden başka bir şey değildir. Milli Birliğe ve Toplumsal Barışa Tehdit Siyasi açıdan analiz edildiğinde, PKK'nın fesih açıklaması, Türkiye'nin iç siyasetini manipüle etmeye yönelik bir hamledir. Bu süreç, Cumhur İttifakı'nın iç siyasette "başarı" algısı yaratma çabasının bir parçası olarak kullanılmaktadır ve kullanılmaya da devam edecektir.Ancak, bu tiyatronun toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmekten başka bir sonuç doğurmayacağını herkesin iyi anlaması gerekir. Ana muhalefet partisinin dahi bu sürece dahil olması, bu ihanetin ne denli tehlikeli bir zeminde ilerlediğini ortaya koymaktadır. İYİ Parti olarak biz, Türkiye'nin bölücü terörle mücadelesi konusunda hiçbir zaman çizgimizden bir milim dahi sapmadık. Her zaman devletin bir terör örgütüyle "müzakere" görüntüsü vermesine tepki gösterdik, itiraz ettik. PKK'nın fesih bildirgesi, Lozan Antlaşması'nı ve Cumhuriyet'in temel ilkelerini açıkça reddeden bir içeriğe sahiptir”dedi.
“Türkiye teslim olmayacaktır olmamalıdır”
Muğla İYİ Parti Milletvekili Metin Ergun”Örgütün işlediği cinayetler, Türk ve Kürt ayrımı yapmaksızın milletimizin tüm kesimlerini hedef almıştır. Bu süreçte, terör örgütü üyelerine ve elebaşına yönelik herhangi bir af adımı toplumda infiale yol açacaktır. Özellikle Öcalan'ın serbest bırakılması gibi bir senaryo, sosyolojik fay hatlarını dinamitleyecek ve geri dönülmez bir çatışmayı tetikleyecektir. Çünkü milletimiz bu tiyatroyu bir "çözüm" değil, bir "tuzak" olarak görmektedir. Türk Dış Politikasına Stratejik Bir Darbe Uluslararası alanda, PKK'nın fesih süreci, Türkiye'nin dış politikasını ve bölgesel gücünü zayıflatacaktır. ABD, İsrail ve bazı Batılı güçler, yıllardır PKK'nın Suriye kolu YPG'yi "terörle mücadele ortağı" olarak desteklerken, bu fesih açıklamasının arkasında kirli bir pazarlık yatmaktadır. Uluslararası medyanın, sözde fesih kararını "Türkiye'nin bölgesel güç olma hedeflerini güçlendirebilir" şeklinde yorumlaması, bu senaryonun Batılı mahfiller tarafından kurgulandığını açıkça göstermektedir. Bölücü terör örgütünün sözde fesih kararında, örgütünün artık PKK adıyla varlık göstermeyeceği ifade edilmiştir. Yani, bu açıklama bir fesih metni değil, kelime cambazlığıdır. Bölücü örgüt, hem Suriye'deki unsurlarıyla, hem de başka yapılar altında faaliyetlerine devam edecektir. Bölücü örgütün Türkiye'ye yönelik stratejisi hiçbir zaman değişmemiştir. Bu durum, Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki güvenlik operasyonlarının meşruluğunu ortadan kaldıracak ve ülkemize yönelik tehditleri artıracak bir adımdır. Bu da uzun yıllar içerisinde ve acı bedeller ödenerek ortaya konan Türk Dış Politikasının stratejik önceliklerine büyük darbe vuracaktır. Sonuç: Türkiye Teslim Olmayacaktır Olmamalıdır.Bölücü terör örgütünün fesih açıklaması, bir çözüm değil, Türkiye'nin ulusal birliğine, hukuki düzenine ve dış politikasına yönelik bir tehdittir. Bu tiyatro, devletin egemenliğini, toplumun birliğini ve adalet sistemini zedeleme potansiyeline sahiptir. Türkiye, bu oyuna gelmemeli; PKK'ya teslim ol çağrısı yapmalı ve örgütün hem yurt içindeki, hem de sınır ötesindeki tüm yapılanmasının tamamen ve kalıcı olarak tasfiye edilmesi için kararlı bir mücadele sürdürmelidir.
Türk milleti, tarih boyunca nice badireyi birlik ve beraberlikle aşmıştır. Bu süreçte de devlet, milletten aldığı güçle, vatanın bölünmez bütünlüğünü korumalı ve başta bölücü terör örgütü olmak üzere hiçbir terör örgütüne taviz vermemelidir.
Aksi takdirde, Cumhur İttifakı'nın sorumsuzca bu süreci yürütmeye devam etmesi, Türkiye'yi kaosa sürükleyecek bir fitilin ateşleyicisi olacaktır. Bu sebeple, Türkiye teslim olmayacaktır, olmamalıdır” sözleriyle açıklamasını tamamladı.