Kitapçıların raflarında yer alan 6 kitabı sizler için yorumladım
FİNCANDAN LEZZETE KAHVE: Türkiye’nin en ünlü kahve uzmanlarından yazar, kahvenin çiğ çekirdek halinden başlayarak fincanımıza kadar geçirdiği aşamalarıyla karşımızda.
//
OSMANLI İMPARATORLUĞU VE ARAP AŞİRETLERİ 1840-1914: Bu kitap, 19. yüzyılda Osmanlı devleti ile Arap göçerler arasındaki karmaşık ve büyüleyici ilişkiyi gözler önüne seren öncü bir çalışma.
//
İKTİDARIN KILICI VE KALKANI: ERBAŞ’IN DİYANETİ: Bir döneme ışık tutmaya çalıştığımız bu kitap, umutsuzluğa neden olması için değil, mücadele etmenin neden önemli olduğunu göstermesi için kaleme alındı.
//
PARANOYAK: Babası ortalarda olmadığında Chloe gerçek bir canavardı. Acaba onu eve almakla geri dönülmez bir hata mı yapmışlardı?
//
İNANÇ İLKELERİ MATLA’ÜL-İ’TİKAD: Şairin kelam ilmine vukufiyetinin bir nişanesi olan bu kitap, insanı sadece okumaya değil düşünmeye, sorgulamaya davet ediyor.
//
RÜYALAR, EVLİYALAR, KEHANETLER- HOCA SADEDDİN EFENDİ’NİN SELİMNAME’Sİ: Selim’in yaşamından aktarılmış tarihsel ve menkıbevi on iki kısa hikâyeden oluşuyor.
İşte o kitaplar;
//
Kitap, her kahve severin en özel kahve eşlikçisi olmaya aday
CENK R. Girginol’dan FİNCANDAN LEZZETE KAHVE. Kahvenin tadı ve geçirdiği işlemlerin yanı sıra tarihteki dönüm noktalarını, kahve üstüne anlatılmış masalsı hikâyeleri de bilmek isteyen kahve severler için… Türkiye’nin en ünlü kahve uzmanlarından yazar, kahvenin çiğ çekirdek halinden başlayarak fincanımıza kadar geçirdiği aşamalarıyla karşımızda. Tarihte kahvenin yayıldığı coğrafyalara bakarak, Osmanlı’dan Avrupa’ya, Etiyopya’dan Brezilya’ya yöresel kahve türlerine değinerek, geleneksel kahve tarifleri vererek dağarcığımızı genişleten bu kitap, ayrıca kahve severlere nasıl kahve tadımı yapılacağını da adım adım öğretiyor. Önde gelen şef ve gastronomi uzmanları Maria Ekmekçioğlu, Aydın Demir, Rafet İnce, Pelin Bilgiç, Diler Terzi ve Murat Güllü’nün bu kitaba özel olarak yarattıkları kahveli tarifleriyle zenginleşen kitap, her kahve severin en özel kahve eşlikçisi olmaya aday! 280 SAYFA.
(MUNDİ KİTAP)
//
Merkezi devlet ile aşiretler arasındaki ilişki
M. TALHA Çiçek’ten OSMANLI İMPARATORLUĞU VE ARAP AŞİRETLERİ 1840-1914.Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyıldaki reform çabaları içinde merkezi devletin güçlendirilmesi temel amaçlar arasındaydı. Bu proje bağlamında devletin Arap göçerleriyle ilişkisi ayrı bir öneme sahipti çünkü Arap eyaletlerinde ve özellikle hudut bölgelerinde devlet otoritesini güçlendirmek bu ilişkiden geçiyordu. Yazar, kitapta “uzun” 19. yüzyıl boyunca, yani Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcına kadar bu ilişkinin nasıl geliştiğini gözler önüne seriyor. Merkezi devlet ile aşiretler arasındaki ilişkinin, “devlet emreder, siz yaparsınız” anlayışından ibaret olmadığını gösteren Çiçek, tam tersine karmaşık, son derece akışkan ve hiç kesilmeyen bir müzakere sürecinin söz konusu olduğunu çok zengin bir arşiv çalışmasıyla belgeliyor. Ayrıca, Osmanlı reform çağında aşiret toplumlarının varlığını sürdürüp ağırlığını korumasının ve merkezi devletle ilişkilerinin Ortadoğu’da daha sonraki dönemler ve günümüz politikası üzerinde de etkili olduğunu unutmamak gerekiyor. Yazarın çalışması, önerdiği yeni perspektifle, alanında önemli bir boşluğu dolduruyor. “Genellikle göçerler ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişkinin tek yönlü bir yol olduğu varsayılır: Devlet buyurur, aşiretler de ya isyan ya da itaat eder. Yazarın kitabı ise gerçeğin çok daha karmaşık ve ilginç olduğunu gösteriyor. Bu kitap, 19. yüzyılda Osmanlı devleti ile Arap göçerler arasındaki karmaşık ve büyüleyici ilişkiyi gözler önüne seren öncü bir çalışma.” Selim Deringil “Kusursuz bir arşiv araştırmasına ve tarihsel gelişmelerin eksiksiz bir biçimde kavranmasına dayanan bu örnek çalışma, Tanzimat sonrası Arap göçerlere ilişkin Osmanlı politikalarına bakışta taze bir perspektif sunuyor.” M. Şükrü Hanioğlu. 256 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)
//
İslam dışı yapılar ile mücadelede öncülüğü Diyanet üstlenmeli
MUSTAFA Mert Bildircin, Sefa Uyar’dan İKTİDARIN KILICI VE KALKANI: ERBAŞ’IN DİYANETİ. “Türkiye’nin daha iyi bir geleceğe erişmesi için değişmesi gereken şeylerin başında belki de Diyanet’in mevcut durumu geliyor. Eleştirel ve hür aklı baskı ve kontrol altına almak isteyen yapılara karşı Diyanet, kuruluş amacına geri dönmeli. Laikliği güvence altına alan anayasa içindeki görevini yeniden üstlenmeli ve laikliğin yerleşmesi için çalışmalı. Siyasetle bağını koparmalı, yalnızca doğru dini bilgi için çalışmalı. İktidara, daha doğrusu devlete paralel güç oluşturan İslam dışı yapılar ile mücadelede öncülüğü Diyanet üstlenmeli. Biliyoruz ki umutsuz durumlar değil, umutsuz insanlar vardır. Bir döneme ışık tutmaya çalıştığımız bu kitap, umutsuzluğa neden olması için değil, mücadele etmenin neden önemli olduğunu göstermesi için kaleme alındı. Son olarak; 1993’te katledilen meslek büyüğümüz, usta gazeteci Uğur Mumcu’nun şu sözünü hatırlatmayı borç biliyoruz: ‘Hangi iktidar din sömürüsüne dayanmış, mutlaka yıkılmıştır.’” 232 SAYFA.
(KIRMIZI KEDİ YAYINLARI)
//
Harika bir evi, sevgi dolu bir kocası ve muhteşem bir kızı vardı
NİCOLA Sanders’ten PARANOYAK. Joanne ne kadar şanslı olduğunun farkındaydı. Harika bir evi, sevgi dolu bir kocası ve muhteşem bir kızı vardı. Hayat daha iyi olamazdı. Ta ki eşinin yirmi yaşındaki kızı ortaya çıkana kadar. Chloe, iki yıl önce evlendiklerinden beri babasıyla tek kelime konuşmamasına rağmen şimdi nedense barışmak istediğine karar vermişti. Hatta bebeğin bakımına yardımcı olmak için birkaç haftalığına onlara taşınmayı düşünüyordu. Teoride harika bir plan gibi görünse de Joanne’in kusursuz hayatında bomba etkisi yaratmıştı. Çünkü babası ortalarda olmadığında Chloe gerçek bir canavardı. Acaba onu eve almakla geri dönülmez bir hata mı yapmışlardı? 312 SAYFA.
(NOX YAYINLARI)
//
Fuzûlî; kelâmın üç ana konusunu ele alıyor
FUZULİ’den İNANÇ İLKELERİ MATLA’ÜL-İ’TİKAD. Fuzûlî lakabıyla anılan aciz kul der ki: Ben, varlıklara duygu ve akıl gözüyle baktım. Her cinsin, her cinsin nev‘inin, her nev‘in sınıfının, her sınıfın ferdinin ve her ferdin uzvunun, maksatlı veya maksatsız, muhakkak bir işle meşgul olduğunu gördüm. İhtiyarlamaktan ve tembelleşmekten uzaklaştım ve gaflet içinde vakit kaybetmekten sakındım; işler içinden bir iş seçtim. Bunun üzerine kelam ilmini tanzim etme yoluna girdim ve bu yolda kâinattaki intizamın hikmetini anladım. Tanzim ettiğim (bu kitap) beni en sonunda, varlıklardaki düzenin bir düzenleyicisi, duyularla algılanan ve akılla bilinen nakışların bir işleyicisi olduğu neticesine götürdü. Dolayısıyla Allah’ın sonsuz yardımına güvenerek O’nu bilmenin yolunu talep ettim. Dileğim, doğru yoldan gitmektir. Külliyatın ikinci cildi olan kitabın yalnızca şiir sanatında değil, aynı zamanda hikmet ve tefekkür sahasında da ne denli derin izler bıraktığını gözler önüne seren müstesna bir eser. Fuzûlî; kelâmın üç ana konusu olan Allah, peygamberlik ve ahiret meselelerini ele aldığı bu eserinde, kâinatın varoluşunu, insanlığın peygamberlere olan ihtiyacını ve ahiret inancının toplumsal düzen açısından önemini, sade ama etkili bir üslupla okura sunuyor. Şairin kelam ilmine vukufiyetinin bir nişanesi olan bu kitap, insanı sadece okumaya değil düşünmeye, sorgulamaya ve aynı zamanda derin ve kadim bir suale cevap aramaya davet ediyor: “Nereden geldik, nereye gidiyoruz?” 104 SAYFA.
(VAKIFBANK KÜLTÜR YAYINLARI)
//
Doğaüstü güçlere sahip bir sultanın dünyası
H. ERDEM Çıpa’dan RÜYALAR, EVLİYALAR, KEHANETLER- HOCA SADEDDİN EFENDİ’NİN SELİMNAME’Sİ. Yazar altı Selîmnâme yazmasını karşılaştırarak metinsel farklılıkları belirlediği çalışmasıyla, Sadeddîn’in Selîmnâme’sinin Latin harfleriyle hazırlanmış ilk eleştirel basımını okura sunuyor. Hoca Sadeddîn Efendi’nin “gelecek kuşaklara bir not” (yâd-dâşt içün) ve “zamanın sayfalarında bir hatıra” (sahîfe-i rûzgârda yâdigâr) olarak kaleme aldığını belirttiği Selîmnâme’si bir mukaddime ve Selim’in yaşamından aktarılmış tarihsel ve menkıbevi on iki kısa hikâyeden oluşuyor. Selîmnâme’de Hoca Sadeddîn, Selim’in tartışmalı eylemlerini meşrulaştırmayı ve Selim’in imajını iyileştirmeyi amaçlayan hikâyelerle Selim’in ermiş, kâhince, hatta mehdi benzeri niteliklerini vurguluyor, sultanın mucizevi eylemlerine, evliyalık vasıflarına dikkat çekiyor, Selim’i rüyalar aracılığıyla geleceği görebilen, sezgisel öngörüleri olan bir ermiş olarak betimleyerek onu yüceltiyor. Selim’in kimliğini çevreleyen doğaüstü işaretler, askeri zaferlerine eşlik eden mucizeler, önsezilerine dair göndermeler, rüyalar, gaipten mesaj veren evliyalar ve kehanetleri konu alan anlatısıyla Sadeddîn Efendi’nin Selîmnâme’si okuru doğaüstü güçlere sahip bir sultanın dünyasına götürüyor. 152 SAYFA.
(YAPI KREDİ YAYINLARI)
//