Muğla 4. idare Mahkemesi’nde, Akyaka orman kampı kiralama sözleşmesinin iptali için açılan davada yeni gelişmeler yaşandı. Dava kapsamında mahkemeye sunulan belgeleri inceleyen davanın tarafı Gökova ekoloji meclisi, değerlendirmelerinin sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.

Kiralama 2032’ye kadar uzatılmıştı
Akyaka orman kampı, Muğla vakfı tarafından Muğla orman İşletmesi’nden 2013 yılında ilk kez on yıllığına kiralanmış, sözleşme ise 28 nisan 2023’te yenilenerek 2032 yılına kadar uzatılmıştı. Ancak, kampın Gökova özel çevre koruma bölgesi içinde bulunması ve burada kamu yararına aykırı, doğa tahribatına yol açan faaliyetler yürütüldüğü iddiaları üzerine Akyakalı yurttaşlar ve sivil toplum örgütleri tarafından dava açıldı.

Gökova ekoloji meclisi’nin paylaştığı kapsamlı değerlendirme şu başlıklarda toplandı:
• birinci bölüm: yasal çerçeve
• ikinci bölüm: 1 nolu büfenin yolculuğu: büfe – kafeterya – kır kahvesi
• üçüncü bölüm: belediyeler dönemi: vaziyet planında olmayan tesisler, kapatılan kıyı, yok edilen çocuk oyun alanı
• dördüncü bölüm: şezlong cumhuriyeti, kıyı ve iskelenin çitlenmesi, protestolar ve leon beach
• beşinci bölüm: çadır, karavan ve taşevler bölgesinde sözleşmeye aykırılıklar
• altıncı bölüm: onaylanmayan vaziyet planı ile kapasite artırımı ve doğa tahribatı

“Koruma mevzuatı yok sayılıyor”
Akyaka’nın yavaş şehir (cittaslow) statüsüne, özel çevre koruma alanı ve arkeolojik sit alanı özelliklerine dikkat çeken meclis üyeleri, kültür ve tabiat varlıklarını koruma mevzuatının uygulanmadığını savundu. Açıklamada, “mevzuatı uygulamakla yükümlü kurumların bizzat kendilerinin mevzuatı yok saymaları ve orman kampının tahrip edilmesine izin vermeleri kabul edilemez” denildi.

Akyakalılar, başta kültür ve tabiat varlıklarını koruma genel müdürlüğü, tarım ve orman bakanlığı, muğla valiliği ve ula belediyesi olmak üzere tüm ilgili kurumları “yanlışlardan dönmeye” davet etti.

“Orman kampı tüm canlıların ortak alanı”
Açıklamanın sonunda, orman kampını koruma mücadelesinin protestolar, şikayet dilekçeleri, suç duyuruları ve davalarla süreceği belirtildi. “orman kampı yalnızca insanların değil, tüm canlıların ortak yaşam alanıdır. daha fazla rant için haklarımızı yok sayan anlayış terk edilmelidir” ifadelerine yer verildi.