Toprak...Neredeyse bütün inançlarda insanın hammaddesi olarak kabul edilir. Topraktan gelip, toprağa gideceğimiz bir yolculuktur hayat. Kutsaldır, çünkü hayat verendir, doğurgandır ve bu yüzden toprak ANA’dır. Toprak Ana’nın ayakları altındaki cenneti yaşamak da dijitalleşen, betonlaşan ve giderek cehennemleşen dünyamızda en akıllı seçenektir. Hayal kırıklığı yaşatmaz asla çünkü ne ekerseniz onu biçersiniz. Hem de öyle bir biçersiniz ki hep ektiğinizden katbekat fazlasını verir. Terapisttir, üstüne basarsın tüm kötü enerjini alır. En güzel parfüm kokusu, en şifalı ilaç, en iyi arkadaş, en vefalı dost yani en kazançlı yatırımdır TOPRAK.! ‘ölmek için doğmuştur ya insan; o yüzden her yağmur sonrası toprak kokusunu sever’ demiş ya hani Tolstoy, artık o kokuyu da alamaz olduk! Beton yığınları içinde üst üste yaşadığımız stres yüklü şu hayatta unuttuk toprağı. Peki neden??? Teknolojinin kontrolsüzleşmeye doğru gittiğini, betonlaşmanın lüks bir yaşam olmadığını, stres yükünün topraksızlıktan olduğunu neden unutuyoruz??? Şehirleşmenin, teknolojinin ve sanayileşmenin üst seviyelerine ulaşılmış günümüz dünyasında tabii ki de topyekün dönemeyiz toprağa fakat unutulmuş raflardan çıkartarak gönlünü alabiliriz onun. Teknoloji ve sanayi sayesinde betonlaşma ile barıştırabiliriz toprağı... Gayrimenkul sektörünün hammaddesi olan bu değeri doğru yerde beton, doğru yerde tohum ile buluşturabilmek için de doğru ellere, doğru beyinlere ihtiyaç vardır. Mesela işinin ehli bir terziye size yazlık kıyafet dikmesi için istediğiniz kadar kaliteli bir kışlık kumaş verin, sonuç sadece şekil olarak alınabilir, giyilemez, tadı çıkartılamaz. Sektörümüzün bu değerli hammaddesi için de en doğru kararları arz talep dengelerini de göz ardı etmeden bizler verebiliriz çünkü talebi yönlendirme sanatı değil midir aslında bizim yaptığımız iş? Doğru toprağa doğru projeleri üretip doğru taleplerin oluşmasını sağlamak hiç de zor olmasa gerek... Şehir konforunu toprak ile, toprağın değerini sanayi ve teknoloji ile arttırmak ekosistemimizi de koruyacak, küresel ısınmanın önüne geçilebilecek ve gelecek nesillere daha yaşanılabilir daha sağlıklı, daha huzurlu bir dünya bırakabilmek için bir kelebek etkisi yaratacaktır. Işıltılı raflardan alınıp, son model evye-bataryamızda suya tutup, parlak mermer tezgahımız üzerinde kesip yediğimiz elmanın tadının, daldan koparıp, üzerimizde sildikten sonra ısıra ısıra yemekten daha lezzetli olduğunu bize neden empoze ettiler??? Thomas Jefferson çok güzel cevap vermiş; ‘ekilmemiş çok miktarda toprağı olan bir ülkede, çalışmak isteyen çok sayıda insanın dilenmesine izin verilmesinin ardındaki neden ne olabilir diye kendi kendime sordum. Bu topraklar sadece oyunun kuralını bozmamak adına bomboş. Bu yüzden, bir köy kızı olarak emlak sektörümüzün ilk ürünü olan TOPRAK ile betonu barıştırabilecek projeler üretip, yatırımcılarımız ve portföyümle oyunun kuralını el ele vererek bozuyoruz.