Aksoy, ağız kokusunun yalnızca fiziksel bir rahatsızlık olmadığını, bireylerin sosyal yaşamlarını ve psikolojilerini derinden etkileyebileceğini belirtti.

Aksoy’a göre, bu rahatsızlık kişilerde sosyal kaygıya, özgüven kaybına ve zamanla sosyal izolasyona neden olabiliyor. Mersin’in yerel haber kaynaklarından Damga Haber’e konuşan Aksoy, ağız kokusunun günlük yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir durum olduğunu ve tedavisinin ertelenmemesi gerektiğini söyledi.

“Birçok kişi ağız kokusunun farkında bile olmayabilir. Ancak çevresinden gelen tepkiler, zamanla bireyde içe kapanma ve toplumsal dışlanmışlık hissi oluşturabilir. Bu yüzden diş hekimleri olarak, bu tür şikayetleri hem ciddiyetle değerlendirmeli hem de bütüncül bir yaklaşımla ele almalıyız,” diyen Aksoy, ağız kokusuna neden olan çeşitli faktörlere dikkat çekti.

Fiziksel Nedenlerle Sınırlı Değil

Diş Hekimi Aksoy, yalnızca diş ve diş eti sağlığının değil, genel vücut sağlığının da bu sorunla yakından ilişkili olduğunu vurguladı. Üst solunum yolu enfeksiyonları, sindirim sistemi rahatsızlıkları ve bazı sistemik hastalıkların da ağız kokusuna yol açabileceğini ifade etti.

“Ağız kokusunun nedeni her zaman diş kaynaklı olmayabilir. Eğer ağız içi muayenelerde net bir neden saptanamıyorsa, hastayı ilgili branşlara yönlendirerek kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerekir,” dedi.

Psikolojik Destek Şart

Ağız kokusunun sadece fizyolojik değil, aynı zamanda ruhsal etkileri de olduğuna değinen Aksoy, bu şikayetle gelen birçok hastanın depresif, içine kapanık ya da sosyal olarak izole bireyler olduğunu belirtti. Bu nedenle tedavi sürecinin yalnızca tıbbi değil, psikolojik destekle de desteklenmesi gerektiğini söyledi.