15 Temmuz, bu ülkenin kalbine saplanmış kara bir hançerdir. Bu hain darbe girişiminde yaşamını yitiren tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor; bu olayda dahli, ihmali ve katkısı olan her kim varsa en güçlü şekilde bir kez daha lanetliyorum.

Ancak bir hususu da kamuoyuyla açıkça paylaşmak zorundayım: İçişleri Bakanlığı’nın Valiliklere gönderdiği genelgede, 15 Temmuz anma törenlerinde yalnızca Türk bayrağına yer verilmesi istenmiş; Cumhuriyetimizin kurucusu, Başkomutanımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adı ve hatırası adeta yok sayılmıştır.

Bu, bir tesadüf değildir.
Bu, bilinçli ve sistematik bir hafıza silme girişimidir.
Ve ne yazık ki bu girişim, 15 Temmuz’un failleriyle yıllarca kol kola yürüyenlerin zihniyetinin bugünkü devamıdır.

Atatürk’süz bir tören, Cumhuriyet’siz bir gelecek hayal edenlerin rüyasıdır.
Ben bu hayale ortak olmayacağım.
Bu yüzden, 15 Temmuz 2025 günü düzenlenecek resmi törenlere katılmayacağımı kamuoyuna saygıyla bildiririm.

Çünkü devletten ne istedilerse alan hainlerin hedeflerine ulaşamamasının tek sebebi tanklara göğsünü siper eden halkımızın ve vatansever askerlerimizin cesaretidir, Atatürk’ün açtığı yolda yürüyenlerin direncidir.

15 Temmuz’un karanlığına karşı direnme iradesi, 1919’da Samsun’a ayak basan bir liderin, 1920’de kurulan Gazi Meclis’in ve 1923’te ilan edilen Cumhuriyet’in mirasıdır. Bu miras yok sayılarak yapılan hiçbir anma, ne milletin vicdanında ne tarihin terazisinde karşılık bulur.
Biz bu Cumhuriyet’i sokakta bulmadık.
Biz Cumhuriyet’i ne pazarlık masalarında ne gizli anlaşmalarda kurduk.
Biz Cumhuriyet’i, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, cephede, Meclis’te, halkın alın teriyle yoktan var ettik.

Ve bugün de aynı kararlılıkla, onu savunmaya devam ediyoruz.

ATATÜRK YOKSA BİZ DE YOKUZ!