Susama değer katan özelliğin ise ilginç bir hikayesi var. Üreticiler bunu şöyle dile getiriyor:
“Öyle bir rüzgâr ki, çıktığı zaman etrafında hiçbir şey bırakmıyor; birkaç gün sürüyor. Ona bir isim bile takılmış: ‘Deli Mehmet’. O rüzgâr estiğinde körfezden gelen iyot sayesinde susam olağanüstü bir aromaya erişiyor ve bu da ona dünyanın en iyi susamı unvanını kazandırıyor.”

İşte o “Deli Mehmet” rüzgârı, bölgede bir ünvan daha kazandı: Deli Mehmet Susamı. Veya, "Deli Mehmet Bereketi"diyen de var.

“Sarı altın” diye tanımlanan susamın kaliteli olmasının temel sebebi, Gökova Körfezi’nden esen ve yörede “Deli Mehmet” diye anılan rüzgârların getirdiği iyot sayesinde özgün bir aroma kazanması. Bu da susamı hem yurt içinde hem yurt dışında ilgi odağı haline getiriyor. Üretici de bu ilgiden oldukça memnun.

Geçtiğimiz günlerde hasadı yapılan susamlar, makine kullanılmadan el yordamıyla toplanarak kümeler halinde korumaya alındı.

Ay sonuna doğru susamların asıl hasadı başlayacak. Kuruyan susamlar sopalarla yavaş yavaş dövülerek tanelerinden ayrılacak, daha sonra eleklerden geçirilerek temizlenecek.

Susam hasadından 1.500 ton ürün elde edilmesi planlanıyor. Bu susamlar, yalnızca Türkiye’de değil, yurt dışında da büyük talep görüyor ve ihraç ediliyor.